"Sonra yüzüme bir şey sıçrattıklarını hissettim. Yüzüm yandı ve çığlık attım. Eve doğru koşmaya başladım, yüzümü tutarak, çığlık atmaya devam ederek. Arkama dönüp bakmadım. Beni yok etmek için yapılan bir saldırıydı ve bunun beni yok edemeyeceğine, hâlâ bir hayatım olabileceğine karar verdim... İnsanların verdiği destekle büyük bir manevi güce ulaşabileceğimizi düşünüyorum."
(Asit saldırısı mağduru)
Vakfımızın desteklediği projelerden biri de, Türkiye-İran ortak yapımı Ziba isimli kısa film. Yönetmenliğini Ali Farkhonde'nin, yapımcılığını Nesra Gürbüz'ün, oyunculuğunu Hare Sürel'in üstlendiği film, dünyanın birçok ülkesinde kadınların yıllardır sistematik olarak maruz bırakıldığı tüyler ürpertici bir muameleyi, 'asit saldırısı'nı gündeme taşıyor.
Yönetmen Ali Farkhonde'nin 'uğursuz ilham kaynağı', doğduğu ülke İran'da geçtiğimiz yıl asit saldırısına uğrayan onlarca kadından biri olan Soheila'nın bir gazetede rastladığı trajedisi. Ruhuna dokunamadığı kadınların bedenlerine saldıran, ele geçiremediği kimlikleri tanınmaz hale getirmeye, bu yolla kadın hakikatini yok etmeye çalışan bir iktidarın uyguladığı nafile zulmü mağdurunun iç dünyasından anlatan Ziba'yı yönetmeni tek cümleyle şöyle özetliyor: "Bu film kendilik göstergesi elinden alınan bir kadının hakikatine dair bir his akışıdır".